Ziyâretçi mezarlığa varınca yüzünü mezarlara döndürerek Peygamber Efendimiz'in öğrettiği üzere şöyle selâm verir:
"Selâm size, ey mü’minler diyârının sâkinleri! İnşâallâh yakında biz de aranıza katılacağız. Allah’ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim.” (Müslim, Tahâret, 39; Cenâiz, 104)"
› Kabirde yatanlara duâ etmeli ve kendisinin de onlar gibi olacağını düşünmelidir. Ziyâret ettiği kimsenin kabrine, sanki hayattaymış da onunla konuşuyormuş gibi yüzünü dönerek yaklaşmalı ve rahatsız değilse ayakta durmalıdır. Sağlığında kendine çok yakın ise yakınına varmalı, fazla yakın değilse uzakça durarak dua etmelidir.
› Kabir ziyareti sırasında namaz kılarak oraların mescit hâline getirilmesi dinen tasvip edilmeyen bir davranıştır. Ayrıca kabre karşı namaz kılmak da mekruhtur.
› Kabirlere mum dikmek ve yakmak caiz değildir. (Muvatta, Cenâiz, 12-13)
› Kabrin üzerine oturmak ve mezarları çiğnemek mekruhtur. (Müslim, Cenâiz, 98)
› Kabristanda ziyâretle bağdaşmayan edep dışı ve malayani söz söylemekten, kibirlenip çalım satarak yürümekten sakınmak ve mütevâzî bir tavır takınmak gerekir. (Nesâî, Cenaiz, 100)
› Kabirlere, küçük ve büyük abdest bozmaktan sakınmalıdır.
› Kabristanın ağaçlarını ve yaş otlarını kesmek mekruhtur.
› Kabir yanında kurban kesmek Allâh için olsa bile mekruhtur. Hele ölünün rızâsını kazanmak ve yardımını elde etmek için kesilmesi kesinlikle haramdır. Bunun şirk olduğunu söyleyenler de vardır. Çünkü kurban kesmek ibâdettir. İbadet ise yalnız Allâh'a mahsustur.
› Kabirler Ka'be tavaf edilir gibi dolaşılıp tavaf edilmez.
› Ölülerden yardım istemek ve bunun için mezar taşlarına bez, mendil ve paçavra bağlamak kişiye bir fayda sağlamaz. Kabirdeki kişinin başkasına bizzat fayda vermeye veya bir zararı gidermeye gücü yetmez. Ancak Allâh'tan bir şey isterken sâlih zâtları vesile kılmak ve bunun için onların kabirlerini ziyâret etmek câizdir. Meselâ “ Peygamber Efendimiz hakkı için, onun hürmetine, ya Rabbî onunla Sana dua ediyorum, şu isteğimi yerine getir!” demek duaların kabulüne vesile olur. (Tirmizî, Deavât, 118; İbn-i Hanbel, IV, 138)
Bunun pek câlib-i dikkat bir misâli şudur:
Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in vefâtından sonra Medîne'de şiddetli bir kıtlık olmuştu. Ahali durumu Hz. Âişe'ye şikâyet ettiler. Validemiz onlara şu tavsiyede bulundu:
› Nebiyy-i Muhterem Efendimiz'in kabri şerîfine gidin, tavanından bir pencere açın. Efendimiz ile semâ arasında bir perde kalmasın!
Böyle yaptıklarında bolca yağmur yağdı, otlar yeşerip büyüdü, develer iyice semizleşti. Hatta bu seneye “Âmu'l-fetk, bolluk senesi” ismi verildi. (Dârimî, Mukaddime, 15)
› Kabir ziyâretini özellikle cuma olmak üzere perşembe ve cumartesi günleri yapmak daha faziletlidir. Ancak diğer günlerde ziyâret de mümkün ve caizdir.
› Kabirleri gece ziyaret etmek de caizdir. Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- gece Cennetü'l-Bakîa'ya gidip dua etmiştir. (Müslim, Tahâret, 39; Cenâiz, 104)